29 Eylül 2013 Pazar

rüya içinde amerikan rüyası

- hemen buraya gel ve bunların hepsini bitir seni küçük serseri
- yemiyorum dedim ya anne kaç kere
- sen gel mi diyorsun bana bak baban uyuyor beni bağırtma
- anne yemiyicem diyorum sana evet babam uyuyor bağırma boşuna
bir sabah sessiz uyanamazdım bu sabahta öyle oldu aslında çoktan uyandım ama bir alışkanlık bu bende uyuyor gibi gözlerimi kapamak ve bir vakit kendi dünyama dalmak daha ayalmadan yarı hayal yarı rüya içinde geçirmek zamanı tekrar uykuya daldığımda olur görecek rüya kalmayıp uyandığımda. böyle anlatınca siz benim dünyadaki işim sadece uyumak olduğunu düşünmüş olabilirsiniz normaldir beni gören herkes öyle düşünür ama hiç akıllarına gelir mi bilmiyorum bahçeli ve havuzlu bir evde oturduğum bir karım ve çocuğum olduğu geliyordur herhalde geliyor değil mi ama oda nasıl geliyor nasıl kazandı kesin bir işler çeviriyor çünkü tanırlar beni elimin ayağımın küçücük olduğu zamanları bilirler ilk ettiğim küfürü duymuşlukları vardır ama bilmezler nasıl zengin oldum hep merak eder dururlar ne masallar duydum en güzeli kiralık katil olduğumdu aslında papayı ağca değil ben vurmuşum çok güldüm buna bu kadar hayattan uzak bir insandan çıkardı böyle bir palavra ancak kamera kayıtları olmasa ben sahip çıkardım aslında olaya adam krallar gibi karşılanıyor benden aşağı kalır yanı yok neyse artık merak ediyor insan değil mi en iyisi unutmadan anlatayım nasıl zengin olduğumu ama sakın beni tanıyanlara söylemeyin olur mu söylemezsiniz söylemezsiniz iyi insanlara benziyorsunuz siz zaten adımı bilmiyorsunuz ki kimim neyim söylemek anlatmak isteyen buyursun hikayem her türlü palavraya uygun. 
bir sabah uyandım evin kapısı kırılırcasına çalıyor saat daha altı işe gitmek için daha iki saatim var kim lan bu diye koşuyorum kapıya ama apartmandan birini soracak olursa fena benzeticem kafaya koydum koydum ama daha önce kimseye yumruk atmışlığım yok kapıyı açana kadar mı gaz bilemiyorum artık derken pat kapı söküldü yerinden benim gözlerim fal taşı gibi açıldı kalbim desen kaçmış gitmiş çoktan bende değil en son pantalonumu kaçarken gördüm içeri girdi adam sanırım bir doksan falan ben tabi bir yetmiş o yumruğu kendi suratıma çaktım kendime geleyim diye gelemedim uzun abi fırsat vermedi aldığı gibi omuzladı beni ben nasıl yalvarıyorum abi kapatalım kapıyı bak ondan sonra yine kaçarız hatta seni ben omuza alırım yorulamazsında bak herşeyim içerde abi pes açık sesi geliyor bak çocuklar iç eder burayı hiç istifini bozmadı attı beni münibüsün içine hop lan hayatımda görmediğim iki tane adam ama varya sana on milyon dolar verseler görmek istemezsin banada on milyon vermediler hemen zengin olmadım öyle sert bakıyorlar filinta gibi takım elbiseler ayakta ayakkabılar sabah boyanmış belkide yeni ben o zamanlar yeni ayakkabı görmeyeli en az üç yıl olmuş en son işe başlarken aldım işin var alsana pezevenk diyenler olabilir asgari ücret ekmeğe yetiyor birde ayda bir demleniyorsun ayın yarısı zaten sigara otlanmakla geçiyor otur dediler geçtim karşılarına oturdum bende yüz bembeyaz camda aksi mi görünce tırstım öldüm falan mı lan acaba cehennem tarifesi siyah giyen adamlar birazdan yanacaksın geçmiş olsun konuşması benim kafa gitti tabi 
- bana bak çocuk 
dedi bende kafa dik hazırola geçeyim dedim küt kafayı arabanın üstüne çarptım nasıl korktuysam artık 
- sakin ol çocuk rahatla dedi
- ben nasıl sakin olayım abi siz kimsiniz
- sana mısır daki dayından miras kaldı dedi
ben öylece kaldım adamlar koptu anam nasıl gülmek yıktılar ortalığı benimle taşşak geçmişler kafalarına göre lan cem yılmaz la büyümüş nesilim altında kalır mıyım dedim hangisinden adamlar sustu ben dedim cem abi beni affet sana layık bir nesil olamadım komik olcaz derken sıçtık
- oğlum sen beni dinleyeceksin şimdi hiç sesin çıkmayacak
- tamam baba dedim ben
- sen papayı vuracaksın dedi 
yok yok şaka ya ne papası adam zaten papaz çıktı çantayı aldı kucağına iki foğoğraf üstünde fotoğrafta iki bebek bunlar amerika kralının çocukları dedi lan onlara burda bebek deniyor deyip ağızlarına çakmak geldi içimden ama tabi bende beyin yanmış korkudan normal birisi dedi rusyanın elinde ve ölmüş olduğunu düşünüyoruz bu ise şuan arabada burda ona sen bakacaksın büyüteceksin tabi ilk önce hemen evlenmen gerekiyor korkma aynı işine devam edeceğin falan yok sınırsız bir banka hesabı yeni evin olacak jack en iyi şartlarda büyüyecek tamam dedim tamam olur misafir perver bir milletiz para hiç önemmli değil siz her zaman bizim dostumuz sunuz diyorum nasıl konuşuyorum az önce dilini yutan ben susmak bilmiyorum birisi var mı hayatında dediler karşı cinsten oldu dedi tabi ki karşı cinsten burası amerika değil gay olsam orada olurdum neyse 
canan geldi aklıma hemen bir kaç kez günaydın demişti bana galiba çalışırke nde bir iki evet evet iki kez gülümsemişti üç yıl boyunca o kadar oluyor dedim adam silahı dayadı kafama demek amerika için her şeyi yapıyorsun ha dedi ben rus ajanı bilmem ne aliyev ben o sırada öldüm zaten yani kalbim sola geçti karaciğer böbrek geziyor içimde abi yok para söz konusu olunca hadi lan az önce para önemli değildi dedi bence kafa şarj etti tabi adam tabi lan dedi demek ki dedim bu bir Türk nasıl bir olaya bulaştım diyorum derken adam silahı ağzıma soktu tetiği....
- oğlummmmmmmmmmmmmmm oğlummmmmmmmmmmmmm hala uyanmadın mı sen
- geliyorum anne geliyorum

her neyse işte


kapalı bir kapı her zaman karşımda 
unutmak için onca şey aklımın ucunda 
bir rüzgar dolanıyor saçlarıma 
titriyorum özlüyorum ağlıyorum 

ne anlaşılmaz bir yan var 
nede anlatılamayacak kadar büyük acılar 
kalbi kulaklarında değil insanların 
bir masaldan öteye gidemiyor bazen ölüm bile 

susuyor bunu bilenler keşfedenler 
çok değil bir zaman sonra anlıyorlar
acıların gömüldüğü yok bir yere
anılar gidemiyor insanlar kadar uzağa



not: temoman güzel gider diye düşündüm öyleseye niye yazının başına koydun diyebilirsiniz öncede dinleyebilirsiniz fark yaratmaz ben hiçbir duyduğu bu adamdan iyi anlatamayacağım için yazımın başına koydum...

27 Eylül 2013 Cuma

ne söylemek istediğimi bir bilsem..


Korkuyorum geceden
Geceleri yağan yağmurdan
Uykularım kaçıyor hiç yoktan
Sessiz sessiz oturup bekliyorum
zaman ancak bu kadar boş geçirilebilir

Yorgunum biraz aslında
Aslında biraz az kalır
Ama umutsuzluğu da sevmiyorum
Bazen iyidir, Biraz
Sonu veya başı olmadığından
Çoğu yada azı belirtmez
İşte bu yüzden güzel biraz

Uykum kaçıyor yine
Kovalasam yorulurum
Yorgunluktansa hiç hazzetmem
Bir insan hazır olmalı her zaman
Savaşa da ölüme de
Aşık olmaya desem
Hazır olmak mümkün değil

Yine bir kibrit kutusu geçti elime
Nasıl korkuyorum
Nasıl da titriyor ellerim
Sanırsın Roma'yı ben yaktım
Tutuşturuyorum bir uçundan yakıp atıyorum hepsini
Hep böyle yaparım
Kibritler ölmeli

Rüya mı görüyorum ne
Yazıyorum yine saçma sapan
Aşık olmayı beklerken
Bir romanı okurken buluyorum kendimi
Güya çok acıklı bir aşk hikayesi

Kitaplara saygım olmasa
Kaldırıp atardım camdan masada duran
O masalsı aşk şeyini
Her neyse işte hep böyle oluyor
Aşka gelince tükeniyor kelimeler
Kelimeler tükenmeli
Aşk olacaksa eğer o masallarda ki
Öyle değil mi?


25 Eylül 2013 Çarşamba

bir karar vermenin zamanı gelmedi mi?

bir karar vermenin zamanı gelmedi mi?
bir çicek olup solmak mesela
yada bir kar tanesine dönüşmek
yazın ortasında eriyip gitmek
kuş olmak istediğin gibi
yüksekleri hayal etmeye başlarsın
küçülmek kaybolup gitmek, içinde olduğu gibi
bir özlem hep içinde el sallayamadıklarına
gülümseyerek bir hoşçakal diyemediklerine
bir nehir kenarında ağacın altında belki
belkide bir orman düzlüğünde elinde kitabın
yağmasın diye dua ederek bakıyorsun bulutlara 
yalnızlık kadar korkutmuyor aslında ıslanmak seni 
ama hiç sevmedin sen oldun olası ıslanmayı 
birşeye hazırlıksız yakalanmayı

22 Eylül 2013 Pazar

deniz

ne zor aslında bir pencereden denizi seyretmek
dalgalı bir günde veya bütün sakinliğiyle,
denize batıp kaybolan güneşi seyretmek
bir apartmanın en üst katında yaşamak
ruhunun askıya asılmış çamışırlar gibi havada kalmışlığına
kendi başınalığına alışmak ne zor aslında
ben hiç alışmak istemem
bir kuşun özgürlüğü iliğili çekici dceğildir benim için
uçabildiği kadar özgürse eğer
bir apartman monotonluğuna yakalanırsam eğer
denize yukardan bakmak korkutmazsa beni 
insanların bir başkası olğunu düşünmeye başlarsam
o baktığım denize gömün beni

21 Eylül 2013 Cumartesi

buzda uyku



bir yerlere kayboldu duygular içimde
isimleri değişmiş sokaklar gibi 
hem yabancı hem tanıdık oldum kendime
bir yanımdan kopuyor
adını koyamadıklarım 
bir türlü sahip çıkamadıklarım

yanmıyor canım uyuşuyorum 
sanki çıplak ayaklarım buzların üzerinde yürüyorum
dua ediyorum durmadan kırıl artık sende
bende kaybolup gideyim bu ıssız gecede
senin kuytu bir köşende
hiç canım yanmadan yakınmaya fırsat bulmadan
ölümü tadayım soğuk ellerinden
tenime değen buz gibi parmak uçlarından

korku dolu bir rüyadan sarsarak uyandır beni
yüzüme vur unuttuğum bütün sırlarımı
tek kişilik bir gösteri gibi, kalabalık önünde
titriyor gibi her yanım, senin karşında
baştan alıyorum içimde bütün cümleleri
tek kelime edemeyişim bu yüzden

ama sen aldırma bana 
unut hatta aklında nasıl kaldımsa
bir deli bir deli görünce çomağını saklarmış
biri aşık olunca diğeri de olursa
tam olarak ne oluyor acaba
biraz meraklıyım kusuruma bakma 

bakma hala nefes aldığıma
ölümüde geçiştirdiğimi sanma
hazır hissetmiyorum daha
bir ateş yanmalı kalbimde 
gözüm kalmalı arkamda 
ayaklarım dolanmalı birbirine
başka bir sebep arama
"daha bekleme ondan sonra....

11 Eylül 2013 Çarşamba

hiç


en sade yalnızlığın koynunda uyudum
hiç gözyaşı yoktu uyanışlarda
hep hiç olmadık zamanlarda durdum
hiç tanımadığım insanların arasında

zaman benim için canıma batmış bir kıymık parçası
belkide daha fazlası
her geçen saat her son bulan hafta
hiç olmadığı kadar derine inmiş kıymık
ve her yanı acıyan bir hiç, gecenin karanlığında

daha öncede bir çok yara aldım aslında
uykusuz gecelere ve yarım kalan cümlelere yabancı değilim
ama bu sefer canıma batıyor kıymık
gözlerim bende olmayan yarıma bakıyor
sadakati delindi ihanete batıyor aşkımız
fazla uzağa gidemeyiz

ne çok beklentim varmış gibi konuşuyorum
sadece birlikte sessizlik istiyordum
çünkü sadece hiç ve sessizlik hatırlatır sonsuzluğu
bir parçasıdır belkide onun, hiç bilmiyorum

9 Eylül 2013 Pazartesi

bıraktığın yerden


Bıraktığın yerden başlayabilsem keşke
Bir sabah uykuma doymuş uyanır gibi
Yada sen gelsen bir gece
Gündüz de olur saati fark etmez

Ben beklerim bilirsin kök salarım bir ağaç gibi
Sende kök salarsın kalbim ortasında
Alışırım sana sarılırsın bana
Aşktan meyveler olur dallarında
Ben koparmaya kıyamam
Sen bu suskunluğu bölmeye

Zaman saatlerden çıkar gider burda
Bağımsız bir dünyada bağımsız bir aşka sarılırız
Kaybedecek ne kadar çok şeyimiz var sanırız
Sen dön bana bakma kalbime kök saldığına
Yanmıyor canım aksine
Aşkın maddesel boyutunda ulaşıyorum ben
Bir bakıyorum her yanımda sen

Uyanıp soluma dönüyorum yine boş yanım
Aynı güneş aynı saatte aynı pencereden vuruyor yatağıma
Ben farklı bir günde yine daha çok özlüyorum seni
Dünyanın gereksiz bir gerekesinim düzeni yarattığı fikri beynimin içinde dolaşıyor
Aşkı yalanlıyor her biri
Dur diyorum dinlemiyor sen sus diyor bana
Sen ne bilirsin
Aşık olmuş gibisin bir kere

Ve yalanladığı fikrin savunucusu oluyor karşımda o içimdeki aptal
Aşkın varlığını çürütmek için aşkı kullanıyor
Çok yazık bir bulut güneşi gölgeler
Yağmuru değil
Sanırım daha bilmiyor
Yada aklı ermiyor