24 Ağustos 2013 Cumartesi

ne düşündüğün mü önemli ne söylediğin mi?


Ellerim kayıp gidiyor
Bir rüzgar sanki saçlarında dolanıyor
Sessizken dünya böyle
Ben sana aşık oluyorum
Çünkü en güzel sen susuyorsun

Bugün bir karpuzu düşürdüm elimden
Çocuk gibi azarlanmayı istedim içimden
Çok çektim beceriksizliğimden
Yaz sıcağı bir başka oluyor sahiden
Aklımdan sen bile uçup gidiyorsun bazen
Sonra bir yerlerde kendimi unutmuş gibi oluyorum
Ben diyorum seni hatırlıyorum

Küçük çocuklar dondurma yemeye çalışıyorlar yine
Becerebileni görmedim henüz
Hepsinin eli yüzü erimiş dondurma içinde
Ve sen yine aklımdasın gülümsüyorum
Küçük bir kız çocuğun bakışında seni görüyorum
Senin kadar masum oda
Aşk ne bilmiyor daha

Denize bakıyorum, bugün nasılsa geçer diyorum
Sonra seninle hala uzak olduğumuz geliyor aklıma
Bir kaç cümle diyorum bazen bir deniz kadar mesafe koyabiliyor iki insan arasına
Olsun diyorum deniz nasılsa burda
Mesafelerse bir kaç cümle uzağımızda

Sahiden oluyor birkaç cümle üstüne düşeni yapıyor
Ben o saatten sonra yazın ortasında kışı yaşıyorum
Sanki yarın ölecekmiş gibi telaşlanıyorum
Aram iyi olan kelimelerim küsüyor bana
Bir kaç cümleyi bile bilsen ne zorluklarla kuruyorum karşında

Senin bu aptal suskunluğumu neye bağladığını düşünürken
Senin bana baktığını fark ediyorum
Ne düşündüğümü merak ediyormuş gibi
Ve beklenmedik anlarda sorulan sorulardan nefret ettiğimi sen bilmiyorsun daha
"Ne düşündüğün mü önemli ne söylediğin mi?"
Keşke bir perde olsa ve güneşin önünü kapatabilseydik diyorum içimden o an




aşk böyle bir şey mi?


Kimsenin bir ihtiyacı yokken
Kimseye
Girmek hayatına
Kangrene dönüşüp almak
Kalbinin bir yanını
Aşk böyle bir şey mi?

Batmışken hazır bataklığa
Unutmaya fırsat bulmadan daha
Üzerine bir dünya kurmak kırık hayallerin
Günü gelip yıkılacağını bilerek özenmek
Evinin bahçesine ağaçlar dikmek
Gölgesinde oturacağın günün hayaliyle
Bu kadar tutarsız mı aşk?

Hazır olan herşeyin mutluluğuna alışmışken
Geçmişin acısını kalbinin bir yanında taşımak
Yalnızlığına duyduğun nefretin aşkında boğulmak
Kafası karışık bir adamken halihazırda
İhtiyaç duymamışken hiç yalana
Yalandan kendinden koşup gitmek
Susup susup her seferinde
ölmeden boğulmak o yalnızlık ta
Aşk insanı bu kadar değiştirir mi?

4 Ağustos 2013 Pazar

kayıp bir şey


Bu ömrün hesabı sorulacak mı şimdi bize
Yaşamadan daha
Girdim mi günaha bilmem ama
Ateş yapmaz canımı
Kalmadı bir canım aldıkça ahını

Hayat sulu boyalarla resim yapmak gibi
Güzel bir şeyler çıkıyor ortaya belki
Ama suyumuz hep kirleniyor
Kalbimiz öfkeye bürünüyor
Aklımız intikama bileniyor

Yaşamak kirlenmek aslında
Gün boyu kömür yakan bir şehirde
Yağan yağmurda beyaz gömleğinle ıslanmak gibi
Suçsuz olmak bazen en büyük suçtur
İşte böyle bir anda ölmek belkide en büyük şanstır

Yoruluyoruz hiç farkında olmadan
Sorsan söyleyemem derdimi bilmem bende
Dertli olmak yeter derdi vereni boşver
Öğrenmek geç artık bazı şeyleri
Ölmek lazım önce şöyle yağmurlu bir günde

Öldükten sonra adam oluruz aklımız başımıza gelir de
Pişman olur dönersek geri
Gerçi döndüremez kimse beni bu cehenneme
Adam olmak yeter bana, o kalsın bana
Üstüm açılmış yağmurdan at bir kaç kürek toprak sen koksun...

3 Ağustos 2013 Cumartesi

bana yol göster saçmalık


Ne kadar kaldı ki
Eksik parçalarımız
Belkide en büyük yalan
Eksik parçalarımıza inanmamız

Küçük bir kitap belki
Birkaç bardak kahve
Acımız hafifler belki
Gecenin kimsesizliğinde

Ne bir söze ihtiyaç var
Ne yalan gülümsemelere
Acıyor açık yaralar
Bir yaz soluyor ellerimde

Hiçbir acı tadında bırakmaz
Aşkı anlatır gidene inat
Kimseyi görmedim akıllanmaz
Aşk bu artık biraz bayat

unuttum unuttuğum dışında herşeyi


Unuttum bir hastalığa yakalanmışcasına
Uyandım bir hayat vardı elimde
Benim olmayan, ama yaşadığım
Hastalığım ağırdı
Geçmişten kimse kalmamıştı
Unutuyorum hala hiç zamanı değil biliyorum
Ama bir hastalık bu elimde değil
Elimde olsa da unuturdum zaten

Sanki herşeye bir bulutun üzerinden bakıyorum
Öyle güzel ki dünya
Hayret ediyorum her bakışımda
İnsanlar ne düşünüyor hiç önemsemiyorum
Sanırım yeni yaşamaya başlıyorum
Yağmurlar yağdırıyorum dünyama mavi bulutlarımdan
Kimseyi ıslatmıyor yağmurlarım
Yanlızlığın kötü tarafı bu sanırım
Kendi dünyanda her zaman yalnızsın

Canım sıkılıyor, genelin aksine mutluluk aramıyorum
Artık ona bir hazine muamelesi yapmıyorum
Kayıp giden bir zaman var saatlerin karanlık gölgesinde
Azalan benden değil ben yaşamıyorum
Benim için bekleyen olmaması umrumda değil
Ölünce ağlayacak arkamdan kimse olmaması da
Dedim ya zaten ben yaşamıyorum benim ölümüm ancak bir jübile maçını andırabilir
Herşey aslında çoktan bitmiş
Sadece göstermeliktir