31 Ekim 2013 Perşembe

öyle mi?

deniz kenarını hiç anlamam ben 
ya içindesindir ya dışında 
ya sırılsıklam ya kupkuru 

hep böyle değil mi zaten ?

uzaktan baktıkça 
daha da uzaklaşmıyor mu herşey ?
yürek hep ayakta hep heyecan değil mi ?
olmasada bir şey

büyüyen suskunluklar yutmuyor mu duyguları ?

uykular azaltıyor mu sanki kayıpları ?
hafifleyen ne var acıdan başka ?
unutunca çözülür mü düğümler ?
ayağıma dolaşanlar ne o zaman ?

sorular sormak işin kolay tarafı 

içinde boğulacak cevaplardan kaçmak
koşmak gözyaşlarını yağmura kaptırmadan
usul usul konuşmak kendi kendine 
buda geçer herşey gibi ve bir takım yalanlar
inanmaya hazır gözü yaşlı çocuğa..

sen gitmesen olur mu?

Ayakları çıplak bir çocuğum 
Üşüyorum aldırış etmiyorum 
Kalbim kırılır diye korktuğumdan
Her daim elimde taşıyorum 

Sessiz olur musunuz? Kendimi duyamıyorum
Korkuyorum acaba kaybolur muyum?
Bir çıkmaz sokakta aşka teslim olur muyum?
Hazır kalbim elimdeyken pişman olur muyum?

Geceler uzadıkça sözler kısalır belkide
Aşkın ömrüne biçilen değerde azalır
Gece bu elbette kuşkular çoğalır 
Sen gelsen kapımı çalsan hepsini alsan götürsen
Ama sen gitmesen olur mu?

30 Ekim 2013 Çarşamba

kimsin dersen bilmem?

Sen hiç içinde olmadığın bir oyunda başroldesin
En zoru senin aslında
Eğer bir gün karşılaşırsan


Ne düşüneceğin yada ne hissedeceğin umrumda değil
Ben şimdi seviyorum seni
Ve sen hiç yokmuşsun gibi yaşıyorum


Ne kadar saçma sapan bir dünyam var anla işte
Bir odaya kapasalar beni
Bir daha hiç çıkmayacaksın deseler
İtiraz edemem
Belkide budur istediğim der denerim


İnsan ziyan olmak için yaratılmıştır sözünün can bulmuş haliyim ben
İnsan soyunun boşla imtihanı
Ölünce mesela kimse hatırlamayacak beni
İçime dert değil bu öyle düşünmeni istemem
Beni yanlış tanıma
Hani olur da bir gün tanımayı istersen 

25 Ekim 2013 Cuma

aşkın en acı haliyle..

hangi yola çıksam
senin ışığın vuruyor yüzüme
hangi uzakta karar kılsam
sen çıkıyorsun yoluma 

ne uzak bir mesafede duruyorsun
ne alıp kendine katıyorsun
seviyorsun okşuyorsun ruhumu
ama ölüyorum yanında görmüyorsun

bilmem sen her kimi özlüyorsun
bende kimi buluyorsun 
ben kendi içimde kaybolurken 
hergün biraz daha senin olurken

ne kadar isterdim bir bilsen 
aklında olmayı küçük biran bile olsa
yanında yokken takılsam aklına
gülümsesen aptal sende desen geçsen
ama bir kez olsun aklına gelsem

bir kitabım içinde ölmek mümkün değil henüz biliyorum
ama beni gömsünler istiyorum senden hiç uzak olmayayım diye
hep elindeki kitaplara gömsünler beni hep göreyim seni
her gün dokun bana sarıl uyuyalım koy yastığının altına
kapa gözlerini ve kulak ver masallarıma 
keşke girebilsem rüyalarına...





18 Ekim 2013 Cuma

adaletsiz uyku

Gecenin bu saatlerinde hep
kendimi uyumaya zorlarken buluyorum
İçim deki her şeyle beraber tabi ki
Öyle uğraşıyorum biraz
Sonra yorulup bırakıyorum
Yorulup uyumalı insan değil mi
Ben hiç uyuyamıyorum

Gözlerim acıyor bazen
Korkuyorum kör olmaktan
Dünya aslında çok ta önemli değil
O karanlık korkutuyor beni
O karanlıkta seninle yalnız kalmak
Tek kelime edemeden
Bütün günleri seninle geçirmek

Bu umutsuz havayı dağıtmalıyım
Belkide içip sarhoş olmalıyım
Uykuyu da unutmalıyım
Seni de
Sonra herşey döner belki en başına
Olur mu dersin
Olur mu?

Zor bir yolculukmuş unutmak
Kanadı kırık bir kuşu
Ölüme terketmek mi
Adalet
Yoksa bir ömür
Aşığı olduğu gökyüzünü
Seyretmek zorunda bırakmak mı?




4 Ekim 2013 Cuma

ölüm sahilde sıradan birşey değil.

kafası biraz bozuk bir amcaya rastladım dün sigara içmek için bulduğu bankta oturuyordu sigarasını içiyor kendi kendine söyleniyordu aslında kimsenin yanına oturmak huyum değildir ama yürümekten yorulduğum ve denizin en güzel saatleri olduğu gerçeği beni oturmaya ikna etti. amca kendiyle konuşmaktan sıkılmış olacak ki -belkide zevk aldığındandır bilemem hemen muhabbete girdi benimle ben konuşmayı da pek sevmem ama bilirsin ya hani böyle şimdi konuşta sonsuza kadar susarsın be oğlum dediğin anlar olur işte öyle bir anda sonsuza kadar susmaya karar vermesem de o an konuşmaya karar verdim. sohbet etmeye başladık oradan oraya atlıyordu amca yetişmek mümkün değildi niyeti beni konuşturmak değil kendini dinletmekti anladım. 
- evlat bu yaşıma geldim ama aklıma gelmezdi hiç birgün böyle şeylerle uğraşacağım. iki günde bir gidip damarlarıma hiç bilmediğim şeyler takıp diyaliz yaptıklarını iddia eden insanların varlığından haberim bile yoktu. ölümün sıradanlık kazandığı heryerden nefret etmiştirim hep hastane olsun, bir caminin musalla taşı olsun....öhöhöhöh
- birşeyin var mı amca?
- yok evlat korkacak birşey yok ölüm bu sahilde sıradan birşey değil
şaşkınlıkla dinlemiştim amcayı her kelimesine hak vermiştim dünyanın en kötü bir kaç yerini saymıştı az önce bana ve kesinlikle ölüm sıradanlaştıkça korkunçlaşıyordu. kim öldükten sonra bir morg da unutulmak ister ki kimsesizler mezarlığında bilmem kaçıncı kişi olmak aynı mezara gömülen. ama ölüm o kadar gariptir ki insanında olduğu gibi hayat bizi o kadar manyak bir hale getirdiki ölümden sonrasını düşünür olduk cenazem kusursuz olmalı ben bu camiden kalkayım namazımı bu imam kıldırsın şuraya gömün yerim hazır aldım bir ev parası verdim ama değer evim olacak sonuçta ölümde kaçınılmaz son...
böyle paranoyakça bir hale gelmişken insanlar ölüm masal gibi gelmeye bile başlıyor bir zaman sonra önce cennet cehennem hesabıyla kafayı bozuyoruz biraz sonra bir ölümle karşılaşıyoruz en acılısından en yakınından canın yarısından kendimizi akşamın soluk ışıkları altında bir köşeye iğneyle tutrulmuş gibi duran bu evrenin en güzel parçası gibi gelen o sıralarda mahalle meyhanesinde buluyoruz. içiyoruz sabahın ilk ışıklarına kadar belki evdede devam edenler oluyor hiç kimse şarkı söylemiyor o akşam susuyoruz hep birliklikte dünyanın en büyük susukunluğunda içiyoruz kaybolmak niyetimiz, dünyaya iğneyle tuturulmuş bu meyhanenin iğnesini çıkartıp onunla birlikte kaybolmak istiyoruz boşlukta onun içinde elbette. 
sonra uykumuz geliyor aslında uyku falan değil bu ağlamak istiyoruz konuşacak kimse yok anlatmadan ağlamamalı insan gözyaşları şahit ister her zaman bence, her kimin için olursa olsun. hesabı ödemek için elimizi cebimize attığımız anda paraların soğuk birer taşa dönüştüğünü hissediriz kaldırıp hepsini denizi fırlatmak ait olduğunuz yere gidin ağırlık yapıyorsunuz demek istiyoruz. yoksa sadece bana mı oluyor benim cebim mi denizden doluyor.. 
- evlat evlat baksana daldın gittin kusura bakma içer misin diye sormadım al bir tane 
- biraz uyukusuzumda amca ondan olabilir. sigara mı yok amca sağol ben kullanmıyorum 
amca beni daldığım hikayemden çıkardı aldı mutlaka baya zaman geçmiş olmalı şimdi söylediğine göre oda daha yeni vardı oda ayrı bir dünyadan yeni döndü belkide yanyana iki insan ne kadar uzaklara gidebiliyor bazen.
- en iyisi sakın başlama benim neden içtiğimde muallakta ama dumanı içine çekip dolanıyorya sonra üflüyorsun bir iç temizlik gibi oluyor be evlat yaktıkça mutlu oluyorsun garip olansa herşeyin sonunda hep aynı kalması 
- haklısın amca sen banada ver bir tane herkesin arada bir temizliğe ihtiyacı vardır...

sen ne dersen ....

kimsenin bir fikri değilim ben
cümleler içinde eğilip bükülemem
hatıra defteri gibi bir geçmişim yok
parlak değil hafızam unutuyorum
sen sen olduğun kadar bile kalmıyorsun
kuşlar uçar her zaman özgürlük uzakta 
kalp hep arar aşk en derinde 
bir yanda özgürlük bir yanda aşk
ya in derine boğul içinde 
yada çık özğürlükle iç çek uzaktan