12 Nisan 2015 Pazar

sondan bir önce*

İnceliyorum günden güne
Sen ne yöne, nasıl çektiğinin farkında değilsin
Kopacağım
Kopacağım elbette
Bir yarım elinde kalacak
Şaşıracaksın sen bu duruma
Haklısın kim olsa şaşırır
Aklı karışır biraz

Ben beklediğim halde kanayacağım koptuğum yerden
Olacakları bildiği için üzüldüğü halde
Olunca tekrardan üzülüyor insan diyeceğim kendi kendime
Aynalara bakmayacağım
Yüzümü insanlara dönmeyeceğim
Yüzümü dökeceğim, bütün sevdiğin günlere
Seni sevdiğim günlere

Güneşli bir günün ortasında gök birden kararacak, yağmur yağacak
Ama nasıl yağmak
Sürahiyle, bardağı ıskalamışçasına
Ben tek bir adım atmayacağım,
Olduğum yerden bir yere gitmeyeceğim,
Sen gelene kadar.
Sen gelmezsin biliyorum
En azından bana düşkün hayaletin
Bekleyeceğim

Sen o sırada benim aklıma dahi gelmeyecek şeylere güleceksin
Bir sigara küllükte içilmeyi beklerken,
Yan masada bir sigara küllükte boynunu bükecek, ateşe veda edecek.
Sen, elinde kalan,
ne yapacağını bilemediğin parçamdan
çoktan kurtulmuş olacaksın o sıra
Belki denize, belki toprağa,
belki mutfaktaki çöp poşetinin dibine
Kimse görmesin diye
Kimse bilmesin diye

Ama bana getirmediğin,
ne olduğunu ben de anlamadım demediğin sürece
Bileceğim sende de değil, bende de
Ziyan olacağım yani,
Güneş'i yakalamaya uğraşırken
Uçurumdan düşmüş olacağım
Çakılana kadar mutlu olurum belki
Belki sırtüstü düşerim
Güneş'i görürüm, sonumu görmem
Görmediğim şeylere inanmakta güçlük çekiyor,
gördüklerime de inanmak istemiyorum zaten
Duruma da uygun bir son olur