19 Şubat 2015 Perşembe

dört duvar, bir masal*

Kapatın kapıları geçin oturun
Anlatın başınızdan geçenleri
Biz çay dolduralım
İçine hayretlerimizi katalım
Siz yitirmeyin sıradanlığınızı
Uzatın harfleri,
bir çocuğun kulaklarını çeker gibi

Hiç soru sormayız biz; korkmayın
O masallar bizim gerçeğimiz
Onlara inanmazsak dünya hiç
Kapıları kilitle git

Bölmeyeyim ben sizi
En son kopmuştu tel
Çıplak ellerinizle tutmuştunuz
Elektrik kesilmemiş olsa ölmüştünüz

Sizi tebrik ediyorum
Hayatta kalmışsınız
Ama modern çağların Zeus’u olma fırsatını da kaçırmışsınız
Siz çok üzülmezsiniz sanırım buna
Çok tanrılı dinlerin, çok tanrılarından hiçbirini tanımazsınız
Ve bunu bir eksiklik saymazsınız
Sayılamaz da

Masal anlatıyorum odanın birinde gecenin bir yarısı
Duvarlar tepki vermiyor
“Ey ruh geldiysen üç kere vur”
Hiç ses çıkmıyor
Işıkları kapatıp açıyorum
“yapma oğlum kesecek”
Fizik imkân vermiyor hayatın bütün güzel yanlarını yaşamamıza
İlla bir yerden kısacak
Tamam, bilime çok şey borçluyuz
Ama bilinmeyene her şeyimizi

Pencereden uzak dur
Siper al, silahına davran
Yiğitçe ölmektense
Korkakça yaşa, kaç
Kim bilir yarın neler getirecek?
Kimse defterini kendi kapatmamalı
Siz! siz gittiniz mi?

Işıkları kapat, camları açma
Anneni dinle, çok bağırma
Bir şeyleri unuttuğunun farkına vardığın anı düşün
Durum kendi kendini ispat etsin
Sen ağla, sen konuşma
Unut, unutma
Unut, unutma
Alışmadan karanlığa
Gözlerini kapa
Siz! siz var mıydınız?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder