İnsanların hızına oldum olası
yetişmekte güçlük çekiyorum. Çoğu zaman yetişemiyorum onlarda arkalarına bakmıyor. Bazı şeyleri anlamak için feda edilmesi gerekenler anlayacağıma değmiyor, çok
sonra anlıyorum çok zaman pişman oluyorum. unutmak fiiline bu kadar derin anlamı
yükleyen bir zihne sahip olduğum için, o anlama katkıda bulunan yüzlerce film, yüzlerce kitap olduğu için -sağlam bir kale sayılır uykusuz geçiriyorum bazı
geceleri. kahvemde şekeri azaltıyorum
artık. Günden güne hayattan daha fazla tat almayı bekliyorum mucizelere tanıklık
etmek istemiyorum onları yaşamak istiyorum. Ah Tanrım fazla mı sessiz
konuşuyorum? fazla mı uzaktayım sana? beni önce affet Tanrım sonra bir mucize
her türlüsü kabul. Bir tırtıl kozasının içince yaşamaya bile razıyım ama mucize
tırtılın kelebek olması değil mi Tanrım. Fazlaca istekte bulunuyorum işte böyle
geceleri. Bozuk plak gibi kendini tekrarlayıp duran sarhoşlara benziyorum, keşke
onlar gibi umarsızca güle bilsemde. sarhoşken mutluysa insan sorun dünya değil, biraz diğer insanlarda ve hepimiz o diğeriz aslında. cümlenin sonu dünyayı değiştirmeye
kendinden başlamalı insan diye bitmeli türkçenin test sorularına göre. Hayatın
çoktan seçmeli ihtimalleri sadece o kağıtlarda rastladı bana diğer hepsi tokat
gibi indi suratıma. Yeni biçilmiş yemyeşil bahçeler gibi sevimliliğimi yitirip
bütün gizlediklerimi açığa çıkardım öyle anlarda. insanlar yakınlaşırken yakınlaşması da
gerekirken -yakınlaşılan ben oluyorum ben daha da uzaklaştım. Dibe doğru bir
yolculuğa başlamıştım her gün daha da emin oluyordum buna. Yakamdan tutup "bu
senin hayatın söylediklerini unutma" diyecek birini arıyordum, belki de mucizenin
ta kendisini ama hiç gücüm yoktu.
Hazırlıksız
yakalanmıştım ben dünyaya, hayvanat bahçesinde doğan zebra kadar. Çıkıp koşmak
isteyemiyordum, bilmiyordum koşmak nedir dünyanın sonunu bulmaya niyetlenmişcesine. Ama içimde bir şeyler her zaman hareket halindeydi, bana beni hatırlatmak için. İşe yaramadı. Daha da güçlü yaptı bu beni, ona karşı. Kulağıma fısıldayan şeytan adını verdim içimdeki o sese. Aldırış etmedi bende
şeytana uymadım. Rezil hayatımda ziyan olmaktayım. İpini koparmış bir uçurtma
olmaktı niyetim oysa mevsimsel göçlere aldırmayan kendini başına bir albatros. Olmadı. Aslında hala kendi başımayım, ellerimden bağlanıp olduğum yere çivilendiğimi
saymazsak.
Siz siz olun içinizdeki sese
kulak verin. İçinizdeki şeytan sizden cesur, sizden cüretkar, sizden umutlu. sizden
akıllı ve asla sizden umudunu kesmez. En önemlisi oda sizsiniz ikizinizi
tanıyın. Çok uyuyun, az konuşun; çok okuyun, az yorum yapın; çok aşık olun, az
vazgeçin ve tavsiyelerime uyun. Dünyanın size oynadığı oyunu bozun. Kendi ayrı
dünyanıza çıkın yani su akar siz yolunuzu bulun....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder