9 Ocak 2019 Çarşamba

Tel Vurdu




Gönül vurgun yedi perişan halim
Dost yolumu kesti el vurdu beni
Saz vefasız oldu perdeler zalim
Mızrap tetik çekti tel vurdu beni

Muhabbetin meyli bana değil ki
Yarenlerin benden yana değil ki
Şikayetim yara bana değil ki
Ümmete sığındım kul vurdu beni
Dost beni beni can beni beni yar beni beni

Tecellimi kem gözlerden sakladım
Ömür boyu gülmesini bekledim
Ne elimi sürdüm ne de kokladım
Dikenler içinde gül vurdu beni

Kamil olup ben bu sırlara ersem
Haz duyarım yarin bağına girsem
Kapanmaz yaralar merhemde sürsem
Göz hapsinde iken dil vurdu beni
Dost beni beni can beni beni yar beni beni

19 Temmuz 2016 Salı

çocuğun kurguları*


Sana sarıldığımda dünyadaki bütün taşlar yerine oturuyor
İki mıknatıs gibi düşün
ve dünyanın merkezine koy bizi
Biz uzaksak her şey uzak birbirinden biraz

Dünyadaki her şeyin birbirinden uzak olması
zerre umurumda değil aslında
Yalnızca sana sorumluluk yüklemeye çalışıyorum
Bütün insanlık için bir fedakarlık yapıp
bana sarılmanı bekliyorum 

Çocuklar kadar düşük kapasiteli bir kurguya sahibim gördüğün gibi
Hayallerimi kaygılarıma yitirmeden önce
ben de bir kaç düşünülmemiş şey bulabiliyor,
kendimi hayretle takdir ediyordum
Şimdi yeteneklerim, hem kalabalıktan kaçıp
hem de kendime yakalanmamak üzerine gelişiyor


28 Nisan 2016 Perşembe

imkansızın şarkısı*



Canlı kalmış yanlarımın hepsini sana getirdim
Dizdim önüne bir bir
Gözlerini kaçırdın, gördüm
Kendini kaçıramazdın çünkü
Çekip gidemezdin

Ben gördüm gözlerini
Gittin saydım
Olsun
Dağıtamam dikkatimi
Bir şeyle meşgulüm
ve seni ikna etmekle mesulüm sonunda

Yorgunum aslında güneş doğduğundan beri
İnsan zamanında yatağa gitmeyi bilmeyince
Güneşe göre de yaşamıyor
Ama hep güneşin doğuşunu izlemek istemişimdir
Yalnızdım yapmadım

Başardın işte
Kaçırdığın gözlerin
Aklımı da kaçırdı
Sana getirdiğim yanlarımı dizerken bir bir
Azar azar kopuyordum zamandan
Oysa o anda bana dönmeni ve sakin ol demeni bekliyordum
Sen kaldırım taşlarını saymaya
ve aklından bir şarkı mırıldandığına
beni ikna etmek istiyor gibiydin
Başarılı da oldun

Ama vazgeçmeyeceğim
Dizeceğim bir bir ve sonra ellerine bırakacağım her birini
Ardı ardına
İşte o zaman
gözlerini kaçırmak için harcadığın çabanın
yüzlerce katını harcayacaksın olanları anlamak için
Çünkü sormayacaksın

Çünkü sorarsan bir şeyler söyleyebilirim
Ve ben ne zaman bir şeyler söylesem senin yüreğine iniyor
Aslında yüreğine inmiyor
Söylediklerim yani
Anlatacak gücüm yok

Hem zaten yüreğine inmiş olsa
Bu aksamı hiç yaşamazdık
Sen gözlerini kaçırmaz, ben sana inat ellerine tutuşturmazdım
bu anlam veremediğin parçaları
Gözlerine bakmazdım ne olur bir şeyler söyle diye

Geçelim bunları, geçmezsek kötü olacak
Tahmin etmesi zor değil
Tahmin etmesi hiç zor değil sana bakınca
Ama hala bırakamadın
Ve alıp bir yenisini vermeye devam ediyorum
Zaten fazla da yoklar
Yorulacağın ya da anlayamayacağın bir şey yok
Az önce söylediklerime bakma
ben her şeyi abartıyorum

İşte bu son
Artık canlı kalan neyim varsa biliyorsun
Neler sebep olmuş bütün bunlara
İşte bunlar suçlayacakların
İşte bunlar
İstersen şimdi bütün bunları burada yakabiliriz
Son verebiliriz buna
Sadece gözlerini kapa
Ve acıma


21 Nisan 2016 Perşembe

nehirler gibi*

Belki akıp gideceğiz nehirler gibi
Kaybolacağız denizlerde
Ne sen bulabileceksin beni
Ne de ben seni

Hüzünlü bir hikâye gibi duruyor
Ama değil
Sadece ben ararım seni
Sadece ben bulamam

Bu benim acımdan ibaret
Benim umudumdan
Kimse üstüne alınamaz
Kimse empati yapamaz benimle
Seni tanımadan

Belki de gerek kalmaz denizlere
Kaybolmak için
Gerek olmadığı gibi kalabalıklara

Derin bir yara alırsa insan
Yaralı kuşlar gibi
Gözleri kapalı uçar nereye bilmeden
Aslında bilmiyorum yaralı kuşlar kapar mı gözlerini
Uçabilir mi yaralanmışsa
Neyse ki kuşların kafası bizler kadar karışık değildir
Bir karara varırlar
Bense karar veremeden ölürüm


8 Mart 2016 Salı

belirsizlik*

Günün birinde size kutu gibi evler inşa edeceğim, mutsuzluğunuzu gözlerden uzakta yaşayın diye. Kapıyı kapatacak ve ağlayacaksınız, kapı açılınca gülümsemek zorunda olduğunuzu bilerek. Bunu bilmek sizi hıçkırıklara boğacak ve sığamayacağınız kadar küçük pencereler yüzünden her şeyi geride bırakıp atlayamayacaksınız da. Ocağı sonuna kadar açıp bir kibrit çakabilirsiniz belki ama sizi bu hale getiren duyarlılıklarınız yüzünden bunu yapmanız da mümkün olmayacaktır. Durumdan hiç haberi olmayan bir kaç masumu Tanrı'nın karşısına çıkartamayacaksınız büyük ihtimalle. Gerçi onlara Tanrı'nın karşısına çıkarmayı taahhüt edemeyeceğiniz de apaçık ortada. Gözlerini kapayınca kendini içinde bulduğun karanlıktan daha belirsiz durumlar için kim söz verebilir ki? Ölmek üzere olan sevdiklerinize verilir ancak böylesi sözler. Yaşayacaksın, sakın gözlerini kapatma, bana bak, derin nefes al ve sakin ol. Ve bu sözlere de kimse inanmayacaktır. Belirsizlik bunun neresinde? Belirsizlik, yalan söyleme ihtiyacında; belirsizlik, yalanı kime söylediğinde. Ölene mi yoksa kendine mi?

25 Şubat 2016 Perşembe

masalların ardı*

Anlattıklarım masaldan öteye gitmiyor
Masaldan daha kötü, bitmiyor
Küçük bir kız çocuğu bölüyor uykularımı
Dinliyor dinliyor, anlatmıyor

Bir yanım inkâr ediyor gerçekleri
Yüz yüze geldiklerini
İşte gerçek bu uykularına kıydığın
Hiç acımadığın
Hiç alışamadığın

İtiraz etmiyorum öfkeli yanlarıma
Yakıp geçtiklerini avuçlarına alsın istemiyorum
İstemiyorum yüzüme üflesin, durulmuş ve gülümserken
Çocuklar evine dönmüş,
Hayaller siyah poşetlerde dolaplara kaldırılmışken
Her şey başladığı yerden çok uzakta
Ve ben başa döndüğümü sanıyorken

17042015